CIPLAKLIK ORAL İLİŞKİ RESİM VE AHİRET

CIPLAKLIK ORAL İLİŞKİ RESİM VE AHİRET

Çıplaklık, Oral ilişki, Resim ve Ahiret: Sayın Hocam, öncelikle affınıza sığınıyorum. Sorumu cevaplarsanız pek çok kişi bu konuda bilgilenmiş olacaktır. 1.Karı kocanın birbirlerini çıplak görmesinde mahzur var mıdır? 2.Karı koca arasında oral seks günah mıdır? 3.Namaz kılınan yerde resim ya da maskeler varsa, ama bunlar kıble yönünde değilse bunun bir mahzuru var mıdır? 4.Ders aldığım dini sohbetlerde o kadar çok cennetten bahsediliyor ki, kim gitmişte görmüş orayı da bu kadar anlatılıyor diyoruz. Mesela "bu dünyada hiç gamsız kasavetsiz, dertsiz 1000 yıl yaşasanız bile, cennetteki 1 saat ondan daha iyidir, hayırlıdır, 1 saat 1000 yıla bedeldir" deniyor. Ne olur açıklama bekliyoruz. Saygılar..

 
Cevap
 
İkinci sorunuz gibi, daha mahrem ortamlarda konuşulması gereken soruları aslında cevaplamıyordum, ancak bu sorunun çokça sorulmuş olması, beni böyle bir cevap yazmaya zorladı, bu sebeple öncelikle izleyicilerimden özür diliyorum.
 
1. Karı kocanın birbirlerini çıplak olarak görmelerinde bir sakınca yoktur. Çünkü karı kocanın, bakma açısından birbirlerine mahrem olan yerleri yoktur. Ancak bir edep olarak avret yerlerine bakılmaması güzeldir. Aişe annemiz, Hz. Peygamber (sa) için: “Ne o benden bir şey gördü ne de ben ondan bir şey gördüm” derken bunu kasteder. Öyleyse böyle olmak, en azından onun sünnetine uymak demektir. Ayrıca bir odanın içinde olsa bile, insanın çıplak durması mekruhtur, hatta bazen haramdır. Bu konuda Efendimiz (sa): “Çıplak durmaktan sakının, çünkü sizinle beraber, cinsel ilişki anı ve tuvalet ihtiyacını görme anı hariç, sizden hiç ayrılmayanlar (melekler) vardır” buyurmuştur. Yani onlar sizin çıplaklığınızdan utanır ve sıkılırlar.
 
2.Oral ilişkinin olabileceği ya da olamayacağı konusunda Kurân-ı Kerim’de ve sünnette açık bir delil yoktur. Buradan hareketle bazı fıkıhçılar ve tefsirciler; madem ki karı kocanın her yerleri birbirlerine helaldir ve madem ki, eşyada aslolan mubah/helal olmaklıktır, çünkü her şey insan için yaratılmıştır, öyleyse karı kocanın oral ilişkileri de helal olmalıdır, diye bir sonuç çıkarmışlardır. Bunu çeşitli tefsir ve fıkıh kitaplarında bulmak mümkündür. Bunun yanlış olduğunu söyleyecek değiliz, ancak bunun hem dinen hem tıbben bir takım çekincelerinini olduğunu da bilmeliyiz. Öncelikle böyle bir davranış müruete, yani onurlu ve kişilikli olmaya aykırı bir davranıştır, tiksindiricidir. İkinci olarak, cinsel organlardan sürekli olarak bir takım maddeler çıkmaktadır ve bunlar pis olan akıntılardır. Böyle bir durumda kişi, Hz. Peygamber’in (sa): “Ağızlarınızı tertemiz yapın çünkü onlar Kuran yoludur” diye nitelendirdiği ağzına pis maddeler almış olacaktır. Üçüncü olarak, İslam’ın insan sağlığına ne kadar değer verdiğini herkes bilmektedir. Oysa bu yolla insan bir sürü mikrobu ağzına almış ve kendisini tehlikeye atmış olacaktır. Bir süre önce yayınlanan bir haber şöyleydi:
 
"Oral seks kansere yol açıyor
 
Oral seks zan altında. Fransız bilim adamları oral seks ile ağız kanseri arasında bağlantı buldu.
Ağızdaki tümörleri inceleyen Fransızlar, oral seks sırasında bulaşan ve kansere neden olduğu bilinen bir virüsün kalıntılarına rastladı. Ancak oral seksin kanser riski, alkol ve sigara içimindeki kadar yüksek değil. Araştırma çeşitli kıtalardan 3 bin 500e yakın kişi üzerinde yapıldı. Dünyada her yıl 10 bin kişi ağız kanseri oluyor."
http://www.e-kolay.net
12.03.2005
 
3.Evlerde duvarlara asılı olarak duran resimlerin, heykelciklerin ve evlerde beslenen köpeklerin, eve meleklerin girmemesine sebep olduğunu bizzat Efendimiz (sa) söylemektedir. “İçinde köpek ve suret bulunan eve melekler girmez”. Melek girmeyen yere bereketin de girmeyeceği açıktır. Ama resmin bulunması namaza engel değildir. Eğer bunlar namaz kılanın önünde yer alıyor ve onun dikkatini çekiyorlarsa namaz mekruh olmuş olur. Namazın mekruh olması, geçerli olmakla birlikte lekeli olması ve sevabının azalması anlamına gelir.
 
4.Cennet, cehennem, ya da ahirette olacak şeyler için, sanki onların varlıkları kesin değilmiş gibi, “kim gitmiş te görmüş” gibi sorumsuz bir söz sarfetmek elbette küfürdür. Bundan tövbe etmeli ve Allah’tan özür ve af dilemelidir. Bilindiği gibi, dinin tamamı duymaya dayanır. Din; hiç yalan söylemediği bilinen ve iddialarını ispat için Allah’ın yardımıyla mucizeler gösteren bir elçinin haberinden ibarettir. Kurân-ı Kerim’i Allah’tan aldığını bize o haber vermektedir. Kurân-ı Kerim’e ve onu getiren elçiye inanan birisi, onların söylediklerine de inanır. Kurân-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünneti, öbür alemde olacaklarla, cennette ve cehennemde karşılaşılacak olanlarla doludur. Demek ki mümin birisi için artık, gidip gören mi var! Demeye hiç gerek yoktur. Eğer birisi görmüş ve anlatmış olsaydı, yine de kesinlikle Hz. Peygamber’in (sa) anlattıklarından daha inandırıcı olamazdı. Ayrıca bu bir iman meselesidir. İman tecrübe/deney alanında yaşanmayan, gıyaben yaşanılan bir şeydir. Öyle olmuş olsaydı, Ahirete iman etmenin bir anlamı da kalmazdı.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol