ÂYET - EL - KÜRSÎ

ÂYET - EL - KÜRSÎ

 

Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Her şeyin bir zirvesi vardır, Kur’an’ın zirvesi de Bakara Sûresi’dir. Onda bir âyet vardır ki, o Kur’an
âyetlerinin en üstünüdür. İşte o Âyet-el-kürsî’dir. (Tirmizî)
Bakara Sûresi’nin 255inci âyetinde “kürsü” kelimesi geçtiği için bu âyete, Âyet-el-kürsî ya da Allahü lâ
ilâhe illâ Hûv’el-Hayy’ul-Kayyûm denir. Kısaca Allahü lâ denilmesi sakıncalıdır.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kim Âyet-el-kürsî’yi sabah okursa akşama kadar ve akşam okursa sabaha kadar (her şeyden) korunmuş
olur. (Tirmizî)
Âyet-el-kürsî’yi sabah okuyan kimse akşama kadar, akşam okuyan kimse sabaha kadar, yatarken okuyan
kimse kalkıncaya kadar, evinden çıkarken okuyan kimse evine dönünceye kadar ve yolculuğa çıkarken
okuyan kimse de yolculuğundan dönünceye kadar her çeşit felâketlerden, cin ve şeytan şerrinden kor-
unmuş olur.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kur’an’da en büyük (en faziletli) âyet, Âyet-el-kürsî’dir. Onu okuyana Allah derhal bir melek gönderir, onun
sevaplarını yazar. İçinde (sürekli) Âyet-el-kürsî okunan evi, şeytan otuz gün terk eder. O eve kırk gün
büyücüler giremez. (Ahmed İbni Hanbel)
Rabbimizin Allah, El-Hayy, El-Kayyûm- El-Aliyy ve El-Azîm isimleri bulunan Âyet-el-kürsî’nin okunduğu
evden cinler, şeytanlar kaçışır, o eve büyücüler giremez ve yaptıkları büyü ev halkını etkilemez.
Âyet-el-kürsî müslümanların can simididir. Bunu sürekli okuyan kimseye cinler, şeytanlar yaklaşamaz,
büyü ve nazar dokunmaz. İçinde sürekli Âyet-el-kürsî okunan evi Yüce Allah, yangın, sel ve deprem
gibi her çeşit felâketten korur ve o eve hırsız da giremez. Âyet-el-kürsî de 7 durak, 50 kelime ve 170
harf vardır. Gönlü daralan, canı sıkılan, işi bozulan, yuvası yıkılan, bunalıma giren ya da cinden, şeytan-
dan ve büyüden korkan bir kimse, Güzelce abdest alıp iki rek’at namaz kılsa ve namazdan sonra harf,
kelime ya da durak sayısınca Âyet-el-kürsî’yi okuyup Allah’a yalvarsa ve gereğinde bunu üç, beş ya da
yedi defa tekrarlarsa, kuşkusuz Yüce Allah onun duasını kabul eder. Ancak ihlâslı, samimi olmak, doğru,
düzgün okumak ve haram olan bir şeyi Allah’tan istememek koşulu ile!...
İhlâslı ve samimi olmak ne demektir?
İçinden doğarak ve can-ı gönülden sadece Allah rızası için okumak demektir. Allah rızası için değil, para
rızası için okuyanlar, ihlâs ve samimiyet kapsamının dışındadırlar.
Doğru ve düzgün okumak ne demektir?
Kur’an’ı orjinal (Arapça) harfleri ile okumak demektir. Çünkü âyetler ve sûreler Kur’an harflerinin dışında
başka harflerle okunduğunda anlamları bozulduğu için günaha girelebilir ve hatta dinden çıkılabilir.
Haram olan bir şeyi istememek ne demektir?
Yapılmasında dînî açıdan sakınca olan bir şeyi istememek demektir. Örneğin, Türkiye’de başörtüsü
zulmü devam ettiği için genç kızlarımızın üniversite sınavını kazanmak ve başlarını açarak okumaları
için dua etmeleri sakıncalıdır ve kabul de olmaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Farz namazlarından sonra Ȃyet-el-kürsî’yi okuyan kimse ile cennet arasında ölümden başka bir engel
kalmaz. (Nesâî)
Farz namazlarından sonra Âyet-el-kürsî’yi okuyan kimse, aşağıdaki tesbihatı da yaparsa, nur üstüne nur
olur ve o güzelim cennete girmeye gerçek aday olur.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir kimse farz namazlarından sonra otuz üç defa “Sübhânallah”, otuz üç defa “Elhamdülillah”, otuz üç
defa “Allahu Ekber” der ve yüzü tamamlamak için “Lâ İlâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehül mülkü
ve lehül hamdü ve huve alâ külli şey’in kadîr” derse, deniz köpükleri kadar günahları olsa ağışlanır.
(Müslim)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol