ÂHİRETE ÎMAN

ÂHİRETE ÎMAN

 

 

Îmanın temel ilkelerinden biri de Ve’l-ba’sü ba’de’l-mevti hakkun yani öldükten sonra yeniden
dirilip kabirden kalkmak ve mahşer yerinde yargılanmak haktır. İşte buna âhirete îman denir.
Hz. İsrafil’in ikinci defa Sûr’a üflemesi ile âhiret âlemi başlayacak ve yeniden dirilip kabirlerinden
kalkan insanlar, mahşerdeki yargılamadan sonra dünyadaki inanç ve yaşantıları doğrultusunda
ya cennette sürekli mutlu olacak ya da cehennem de günahlarının cezasını çekecek.
Âhiret’e îman, Allah’a îmandan sonra îmanın en önemli temel ilkesidir. Peygamberimizin bazı
hadîs-i şerîflerine, “kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa” diye başlaması bunun somut örneğidir.
En güzel bir şekilde yaratılan, ruh ile sonsuzlaştırılan, akıl ile bilinçlendirilen ve İlâhi emirleri
uygulamakla yükümlü olan insan, öldükten sonra bir bitki çöpü gibi toprağa dönüşüp kalmayacak,
yeniden dirilip kabrinden kalkacak ve mahşer yerinde yargılanacaktır.
Aklın görevi ilerisini görmek ve gereken önlemi almaktır. Bu nedenle beyinsel özürlüler hariç, her
insanın kendini âhiret âlemine hazırlaması ve gereken önlemi alması, aklın en öncelikli görevidir.
Çağımızda doğum ve ölüm olayı artık sır olmaktan çıktığı ve ayrıntıları ile bilindiği gibi, kıyâmet ve
âhiret olayı da yavaş yavaş sır olmaktan çıkmaya ve bazı ayrıntıları netleşmeye başlamıştır.
Ne yazık ki, çağlar değişse de inkârcıların kafaları değişmediğinden, çağın inkârcıları da eski çağların
inkârcıları gibi öldükten sonra yeniden dirilmeyi ve âhiret âlemini inkâr etmeye yelteniyorlar.
 
Yüce Allah buyuruyor:
İnkârcılar öldükten sonra kesinlikle dirilmeyeceklerini iddia ettiler. (Ya Muhammed!) De ki: Hayır!
Rabbime andolsun ki siz kesinlikle diriltileceksiniz, sonra yaptığınız şeylerden haberdar edilecek
(hesaba çekilecek) siniz. Bu Allah’a göre çok kolaydır. (Teğabün -7)
İşte o inkârcılardan biri de Übey bin Halef denilen Mekke’li bir müşriktir. Übey, bir gün eline aldığı
çürümüş kemikleri Peygamberimize göstererek “ya Muhammed! Bu çürümüş kemikleri kim diriltecek?”
diye sordu. Bunun üzerine;
Yüce Allah şöyle buyurdu:
(Ya Muhammed!) De ki: O’nu ilk defa yaratan (Allah) diriltecektir. Çünkü O, her çeşit yaratmayı en iyi
bilendir. (Yâsin - 79)
Eti, kemiği çürüyüp aslına yani toprak maddelerine (elementlere) dönüşen insan, kesinlikle yeniden
diriltilip kabrinden kaldırılacak ve mahşer yerinde yargılanacaktır.
 
Peki, çürüyen kemikleri kim mi diriltecek?
Tabii ki Übey bin Halef gibi sapık inkârcılar değil, insanı ilk defa yaratan ve yaratmayı en iyi bilen
Allah diriltecek.
Peki, nasıl diriltecek?
 
Yüce Allah buyuruyor:
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra yeniden dirilme konusunda bir kuşkunuz varsa, size(yaratıcı kudretimizi)
açıkça gösterelim diye, sizi (önce) topraktan, sonra nutfe (sperm) den, sonra bir kan pıhtısından, sonra
organları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş bir et parçasından yarattık. Dilediğimizi belirlenmiş bir sürece
kadar rahimlerde beklettikten sonra bir bebek şeklinde çıkarıyoruz. (Hac - 5)
Îmanla ilgili konular “Lâ raybe fiyhi” (onda kuşku yoktur) kapsamında olduğundan, öldükten sonra
yeniden dirilme konusunda da kuşku olamaz, çünkü kuşkusu olanın îmanı olmaz.
Ancak! Bu konuda kuşkusu olanlar varsa, onların kuşkularını gidermek ve inananların îmanını
güçlendirmek için bu konuyu biraz açalım.
Yerlerin ve göklerin tek egemeni olan Allah, Hz. Âdem’i toprak maddelerinden (belirli elementlerden)
yarattığı gibi, bizleri de aynı toprak maddelerinden yaratıyor. Şöyle ki;
 
Yüce Allah buyuruyor:
O (Allah) ki, yarattığı her şeyi en güzel (bir şekilde) yarattı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı
(insanın yaratılışını çamurdan başlattı). (Secde - 7)
Bizler kuru topraklarda oksijen, hidrojen, azot, karbon, potasyum, kalsiyum, sodyum, fosfor, magnezyum
ve demir gibi ölü atom yığınları halinde idik.
Allah’ın koymuş olduğu çeviri kanunu gereği, ölü atomların canlı organizmaya dönüşebilmeleri için
suda çözümlenmeleri gerektiğinden, Yüce Allah gökten bol bol yağmurlar indirdi, çözümlenip çamur
adını aldık ve bitkilere mama olduk.
Bitki kökleri tarafından emilince, bitkisel hücreye dönüşüp sebze, meyve adını aldık ve insanlara gıda
olduk. İnsanlar tarafından yenilince, üreme hücresine dönüştük, ovum ve sperm adını aldık.
Döl yatağına atıldık, döllendik ve karmaşık kimyasal işlemlerden geçtik, embriyo adını aldık. Yüce
Allah’ın takdir ettiği vakit gelince dünyaya geldik ve insan adını aldık.
İşte her insan, kısaca özetlemeye çalıştığımız bu aşamalardan geçerek dünyaya gelir ve dünyadaki
yaşam sürecini tamamlayınca, ölür, çürür ve tekrar aslına (ölü atomlara) dönüşür.
Bu İlâhi kanun, yani ölü atomları canlı varlıklara ve canlı varlıkları tekrar ölü atomlara dönüştürme
kanunu kıyâmete kadar devam edecek ve kıyâmetten sonra başka kanunlar yürürlüğe girecek.
Ancak, yerlerin ve göklerin tek egemeni olan Allah, hiçbir kanuna bağlı değildir. Dilerse, koymuş
olduğu kanunlar doğrultusunda yaratır. Dilerse yeni kanunlar, kurallar koyar ve farklı yöntemlerle
yaratır. Yine dilerse kanunlar, kurallar ötesi bir ‘’KÜN’’ (ol) emri ile bir anda yaratır.
Hz. Âdem’i doğrudan toprak maddelerinden, eşi Hz. Havva’yı Hz. Âdem’in kemik hücrelerinden ve
Hz. İsa’yı Hz. Cebrâil’in nefesi ile Hz. Meryem’in dişi üreme hücresinden yaratan Allah, kıyâmetten
sonra farklı kanunları, farklı yöntemleri yürürlüğe koyacak ve bütün canlıları âhiret âleminin kalıcı ve
istikrarlı toprak maddelerinden bir anda yaratacak.
 
Yüce Allah buyuruyor:
Sizin yaratılmanız ve (öldükten sonra) tekrar diriltilmeniz, (Allah katında) ancak tek bir kişinin
yaratılması gibidir. Kuşkusuz Allah her şeyi bilir, her şeyi işitir. (Lokman - 28)
İnsanlar Allah’ın verdiği akıl ve beyin gücü ile belirli bir süreçte olması gereken kimyasal işlemleri
negatif katalizör maddeleri ile yavaşlatırken ve pozitif katalizör maddeleri ile hızlandırırken, Yüce
Allah insanları ölü toprak maddelerinden aşamalı bir şekilde yaratırken, yaratmayı yavaşlatması ve
öldükten sonra hepsini bir anda yeniden diriltirken yaratmayı hızlandırması, kuşkusuz Allah katında
tek bir kişinin yaratılması ve yeniden diriltilmesi kadar kolaydır.
Her yıl ilkbahar’da katrilyonlarca bitkiyi bir anda yaratan Allah, kıyâmetten sonra da katrilyonlarca
insanı ve diğer canlıları bir anda tekrar diriltecek ve mahşer yerinde toplayıp sorgulayacaktır.
İnananlar ve inançları doğrultusunda yaşayanlar, mahşer güneşinin altında fazla dikilmeden ve korku
terleri dökmeden peygamberler, sıddıklar, şehitler ve evliyalarla birlikte cennete giderken, inkârcılar da
o korkunç mahşer güneşinin altında binlerce yıl korku terleri döktükten ve her şeyi bilen Allah tarafından
sorguya çekildikten sonra zebâni meleklerine teslim edilecek ve zincirlere bağlanıp cehenneme atılacaklar.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol