ADETLİ İKEN NAMAZ, ORUÇ VE KURAN OKUMAK

ADETLİ İKEN NAMAZ, ORUÇ VE KURAN OKUMAK

 

Adetli iken Kuran okumak ve namaz kılmak: Bazı çevreler Ay halindeki kadınların er namazda abdest almak suretiyle namaz kılabileceklerini; oruç için ise ay halinin engel teşkil etmediğini ve Kuran okumak için de böyle bir engelin olmadığını söylemektedirler. Doğru olan yaklaşım nedir? Özellikle Oruç ayında olmamız dolayısıyla ay halinin hafif ve de rahat geçmesi durumunda olanlar böyle hallerde de tutabileceklerse oruçlarını kazaya bırakmak istememektedirler. Ramazan ayını namaz,oruç ve kuran okuyarak geçirmek istemektedirler.Teşekkür eder, faydalı çalışmalarınızda başarılar dilerim.
 
Cevap
 
Konuyu anlayabilmemiz için öncelikle bazı usul kaidelerinden, yani metottan söz etmemiz gerekir:
 
1.Dinin sabiteleri/değişmeyenleri olduğu gibi, değişenleri de vardır. Sabitelerin, yani zaman ve mekanla değişme kabul etmeyenlerin başında iman esasları ve ibadetler gelir. Mesela başlangıçta melek denen varlık ne ise şu anda da odur. Namaz kaç rekat ise bugün de öyledir.
 
2.Bu konular aklın sahası olmadıkları için, içtihadında sahası değillerdir. Çünkü içtihat bir nevi akıl yürütmedir ve aklı aşan konularda içtihat bir şey ortaya koyamaz. Bu konulardaki anlama çabalarına sadece ‘anlama içtihadı’ denebilir. Bu da varolanı anlamaktan öteye geçemez.
 
3.Dinin sabiteleri konusunu, Hz. Peygamberle beraber bulunan insanların bizden daha iyi anlayacakları kesindir. Çünkü bu konuların doğru anlaşılması, Allah’ın elçisinin onları anlamasına açıklamasına ve yaşamasına bağlıdır. Onunla beraber bulunanlar da bunun şahidi olmuşlardır. Onların anlamaları bize kadar kesintisiz ve ana damar olarak intikal etmişse artık onun dışına çıkılmaz.
 
4.Dinin değişen konularında ise zamanla değişmeler olabilir. Tıbba, ziraata, ev idaresine, askeri düzenlemelere dair pek çok dini bilgi vardır ama bunlar zamanla değişmektedirler.
 
İmdi:
 
Namazın kılınma zamanı ve şartları salt ibadet konularıdır ve bunlar zamanla değişmezler. Kadınların adetli iken namaz kılamayacakları ve oruç tutamayacakları hadisi şeriflerle sabittir ve bunu Rasulüllah’ın ashabı da, onları izleyenler de, bütün mezhep imamları da böyle anlamışlardır. Ve bu anlama bize kadar manevi bir tevatürle intikal etmiştir. Böyle bir manevi tevatürün aksine söylenen her söz artık anlamsızdır. Durum böyle olmakla beraber yine de birisi çıkıp bunun aksine bir söz söylemiş olabilir. Ama bu sözün öncekiler tarafından söylenmiş olması onu din adına değerli kılmaz. Bu gün her aklına geleni konuşanlar olduğu gibi her zaman böyle insanlar bulunagelmiştir. Mesela bu gün bazı insanlar çıkıp horozdan, deve kuşundan vs kurban olacağını söylüyorlar ve bunlar televizyonlardan yayınlanıyor, kayda geçiyor. Şimdi bundan beş yüz sene sonra birisi çıksa ve: “Efendim bakın, bundan beş yüz yıl önceki ulemadan, horozdan kurban olacağını söyleyenler var; bunun bu gün olamayacağını nasıl iddia edebilirsiniz!” dese, bunun dini bir anlamı olur mu? İşte adetli iken kadınlar namaz kılabilirler, bunu söyleyen alimler var, diyenlerin sözleri de aynen böyledir. Binaenaleyh, kadınların adetli iken namaz kılamayacakları, oruç tutamayacakları, dinin zorunlu bir bilgisidir. Eski ifadesi ile; zarûrat-ı diniyyedendir. Bunun aksini iddia edenler meseleyi anlamayanlar, ya da kasıtılı olarak ortalığı bulandırmak isteyenlerdir. Ve kadınlar nasıl temiz zamanlarında namaz kılma emriyle muhatap iseler ve bunu yerine getirdiklerinde ibadet etmiş oluyorlarsa, adetli zamanlarında da namaz kılmamakla emredilmişler ve kılmayarak ibadet yapmış olurlar.
 
Aslında adetli ve loğusaların Kurân-ı Kerim okuyamayacakları konusunda da buna yakın bir ittifak vardır. Fakat okuyabileceklerini söyleyen az da olsa müçtehitler bulunmaktadır. Dolayısıyla bu konu için de bizim söyleyeceğimiz şey, ana damara, manevi tevatüre, kesintisiz geleneğe uyarak bu hallerinde kadınların Kurân-ı Kerimi okuyamayacaklarıdır. Ancak madem ki, böyle tek tük anlamalar vardır, o halde bir kadın çok zorunlu durumlarda Kurân-ı Kerim okursa çok açık ve kesin bir haram işlediği söylenemez. Böyle kenarda kalmış bir içtihat da bazen işimize yarayabilir. Mesela bir ilahiyat fakültesinde bitirme imtihanları belli günlerde olmak zorundadır ve Kurân-ı Kerim dersinden okuyarak imtihan olunacaksa burada bu fetva ile amel edilebilir.
 
Özetleyecek olursak: Kadınların adetli hallerinde Kurân-ı Kerim okumaları ile, namaz kılıp oruç tutmaları biraz farklı konulardır. Bu halde iken namaz kılamayacaklarında ve oruç tutamayacaklarında ittifak vardır ve bunun aksi iddia edilemez. Kurân-ı Kerim okuyamayacakları da buna yakın bir durum olmakla beraber, bazı içtihatlara binaen zorunlu durumlarda zorunluluk miktarı olabilir.
 
Bu söylediklerimizin delillerini ise bilahare kaydedeceğiz.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol