ACELECİLİK VE TEENNİ
Yüce Allah buyuruyor:
İnsan aceleci (bir yapıda) yaratıldı. (Enbiya - 37)
Sınav gereği yapısında acelecilik duygusu olan insan genelde sabır-sızdır. Bu nedenle çabuk daralır, bunalır,
sıkılır ve aklına takılan bir şeyinhemen oluvermesini ister. Ancak kulun acele etmesi ile tabii ki Allah acele
etmez ve her şey takdir edilen vaktinde olur.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Teennî Allah‘tan ve acelecilik şeytandandır. (Beyhâkî)
Teennî nedir?
Teennî acelecilik ve tembellik gibi iki aşırı ucun tam ortasıdır ve Allahkatında sevimli olanı bu dur. Çünkü teennî
ile hareket eden kimse yapacağı işin sonunu düşünür, ne getireceğinin, ne götüreceğinin hesabını yapar ve
fevri (ani) kararlardan kaçınıp sağduyusu ile hareket eder.
Teennî Allah’tan olduğu için sonu hayırlı olur. Çünkü teennî ile hareket edene Allah yardım eder ve işini
kolaylaştırır. Acelecilik ise şeytandan yani şeytanın dürtüleri ile olduğu için acele edenle rin işi zorlaşır ve
sonu hayırsız olur.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Ey insanlar! Yavaş olun, çünkü acelecilikle doğruya ulaşılmaz. (Buhârî - Müslim - Nesâî)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Acele eden, hata eder. (Tirmizî)
Güncel olay haline gelen trafik kazalarının pek çoğu, genelde iki taraftan birinin aceleciliğinden
kaynaklanmaktadır. Acele eden kimse çoğunlukla hata eder ve sonunda pişman olur ama ne yazık ki
bu pişmanlığını ya maddi zararla ya sakat kalma ile ya da hayâtı ile ödemek zorunda kalır.
Sevgili Peygamberimiz bizlere her işimizde teennî ile yani düşünerek, araştırarak ve gereğinde istişare
yaparak (danışarak) hareket etmemizi tavsiye ediyor.
Özellikle meslek seçimi, iş kurma, işe girme, ev alma, evlenme ve boşanma gibi hayat maratonunun
keskin virajlarında, acelecilikten kaçınmalı ve teennî ile hareket etmelidir.
Ancak! Her şeyin istisnası (ayrıcalığı) olduğu gibi aceleciliğin de istis-nası olduğundan,
Yüce Allah buyuruyor:
Rabbinizin bağışlamasına ve takvâ sahipleri (günahlardan sakınanlar) için hazırlanan,
genişliği gökler ve yer kadar olan cennete ko-şuşun. (Âl-i İmran - 133)
Bu âyet-i kerîmede, “koşuşun” emri acele edin anlamına geldiğinden, bazı konularda acele edilmesi
zorunludur. Şöyle ki; İslâm dışı sapık ideolojileri ve din karşıtı rejimleri benimseyenlerin, bu tür
sapıklıklardan kopup İslâm’a dönmede ve tevbe etmede acele etmeleri farzdır.
Alkol, kumar, uyuşturucu, fuhuş, faiz, yalan, rüşvet ve dedikodu gibi Allah’ın yasakladığı günahları
işleyenlerin, bu günahlardan kopup tevbe etmede acele etmeleri farzdır.
İnandığı halde beş vakit namazı terk edenlerin namaza başlamada acele etmeleri farzdır.
Annesi ve babası ile dargın olup ilişiği kesenlerin, onlarla barışmada acele etmeleri farzdır.
Amca, dayı, hala, teyze ve kardeş gibi en yakın akrabaları ile dargın olup ilişiği kesenlerin de bu yakın
akrabaları ile barışmada acele etmeleri vâcibtir.
Komşusu, arkadaşı ve din kardeşi ile dargın olanların da barışmada acele etmeleri sünnettir.
Evlenme çağına gelen kız ve erkeğin İslâm’a uygun talipleri çıkınca, evlenme konusunda acele etmeleri
sünnettir. Borçlu olanların borcun ödeme tarihi geldiğinde, borçlarını ödemede acele etmeleri vâcibtir.
Doktorların ve sağlık görevlilerinin, hayâti tehlikesi olan ağır hastalara müdahale etmede acele etmeleri
vâcibtir. Ölen bir müslümanın yıkanıp kefenlenmesi ve cenaze namazının kılı-nıp kabre defin edilmesi farz
ve bu konuda acele edilmesi sünnettir. Acelecilikile Teennî, gaz ve fren pedalları gibidir ve her ikiside
gereklidir. Önemli olan bunları yerinde kullanmaktır. Çünkü gaz yerine frene ve fren yerine gaza basmak ne
derece sakıncalı ve tehlikeli ise acele edilmesi gereken yerde teennî etmek ve teennî edilmesi gereken yerde
acele etmek aynı derecede sakıncalı ve tehlikelidir.